İster travma,istismar,ihmal, ister DNA’mız tarafından Limbik sisteme bağlanmış olsun Özgüvenimizi, yaşam enerjimizi, neşemizi içten içe aşındıran düşük benlik saygısının ne olduğunu ve nasıl ortaya çıktığını bilmek, kendimize yaptığımız bu zulmü anlamamıza ve iyileştirmemize yardımcı olabilir.
Düşük benlik saygısının ( özsaygı, özgüven olarakta düşünebilirsin) semptomlarının yaşamımıza etkisini haksız yere bizden alınan şeyler olarak görebilirsin. Bununla mücadele etmeyen insanlara göre düpedüz adaletsiz bir düzlemde, hırsızlığa uğramış gibiyizdir.
‘Kendinden nefret etme’ ne kadar güçlü bir tanımlama olsada, benlik saygısı düşük olanlar bu durumun çeşitli seviyelerinde gidip gelirler. Kendileri ile ilgili sahip oldukları olumsuz yargılarının tamamen haklı olduğuna inanma eğilimindedirler. Bununla birlikte pek çok olumlu duyguyu; sevgi, umut, değerlilik, başarı gibi hisleri, hak etmedikleri inancını beslerler.
Düşük benlik saygısından mustarip olanlar bununla mücadele etme çabası da göstermezler. Çünkü kendileri hakkındaki tüm olumsuz koşullanmaları bir rahatsızlık, hastalık olarak değil, gerçekler olarak kabullenme eğilimlidirler.
Düşük benlik saygısının seni nelerden mahrum bıraktığına bakmak için, yüksek yada ortalama bir özgüvene sahip insanların kendilerine doğuştan gelen haklar olarak gördüğü – ki haklı olarak- konfor alanlarına ve düşük öz saygılılara lüx gibi gelen ruh hali ve beklentilere bir bakalım. Bunları hiç hissetmemiş te olabilirsin, belki de yaşadığın bazı olaylar yüzünden bilincinden silinip gitmeden önce belli belirsiz hatırlıyorsundur.
Diğerlerinin doğal bir şekilde sahip olduklarının altına eklenen iç söylemler ve yargıları bir spektrum olarak değerlendirebilirsin. kendini bunların- ‘ yok o kadar da değil’ ya da ‘daha da beter’ acımasızlığında- uçlarına doğru bir iç gözleme tabi tutabilirsin.
- Kendine Güven
Elbette yok denecek kadar az. Kendine karşı bu kadar eleştirel olan ve iyi şeyleri hak etmediğini düşünen birinin kendine güven duyması da pek beklenilir şey değil. Şöyle söylüyor olabilirsin “Mücadele edebileceğime, rekabet edebileceğime, ve de kazanabileceğime inanmaya nasıl cüret edebilirim, ben kimim ki?”
- Yaşama ve diğerlerine Güven
“Neden biri bana adil ya da iyi davransın ki” “ ben başıma iyi şeyler gelmesini haketmiyorum” bunları içinden yüksek sesli duyuyor ya da farklı şekillerde algılıyor olabilirsin.
- Başarı
Bir şeyi başarmak için önce denemeye cesaret etmek lazım. Fakat sen cesaret göstermenin diğerlerinin yapabileceği ancak senin bundan mahrum olduğun bir şey olduğuna inanabilirsin. “ Neyine güveniyorsun da bu işe kalkışacaksın, daha önce neyi başardın ki” diyen bir sese sahip olabilirsin. Diğerlerinin başarı olarak tanımladığı ve özünde başarı olan pek çok şeyi yapmış olsan bile sana iç sesin “Sen buna başarı mı diyorsun, vasat şeylerle insanları kandırıyorsun, senin bir sahtekar olduğunu yakında anlarlar” diyor olabilir ve sen somut başarılara sahip olsan da bu hisse hiç sahip olamamış olabilirsin.
- Serbest Zaman
Onaylanmak peşinde geçen onca zamandan, memnun etme çırpınışlarından, her şeyi acınası gösteren bir perdenin arkasından; yalvarmaktan, üzülmekten, pişmanlık duymaktan ve çeşitli ajite yüklü anların arasında kendine ait ve keyifli bir an yakalamak pek mümkün olmaz. Dırdırcı hırsız iç ses söyle seslenebilir “ Bu dünyadaki yerini hak etmek için yapman gereken onca şey varken, kendine bir zaman ayırabileceğini düşünüyorsan sen gerçekten ümitsiz bir vaka olmalısın”
- Huzur
Gerçek potansiyelinin çok altında olsada, içinde bulunduğun koşulları bile hiç hakkın olmadığı halde bir rastlantısı sapması olarak eline geçtiğine seni inandıran kök inançların, bunların bile her an elinden gidebileceği, yapayalnız kalabileceğin gibi pek çok olumsuz koşullanma ile, bir huzuru sana çok görebilir. “ Bu dünyada huzurlu olabilmek için gerekli şeylere sahip değilsin, her an tetikte olmalısın ki daha da berbat hale gelmeyesin” diyen bir iç sesle huzuru gündemine asla getirmezsin.
- Cesaret
Bir şeylere cesaret etmek için, yapabileceğimize dair bir inanç ve ilk adımı atmamızı sağlayacak o güce sahip olmamız gerekir. Zaten sahip olduğumuz bu gücün yokluğuna bizi inandıran düşük benlik saygımız, elbette yapabileceklerimize olan inancımızı da derinden sarsar.
“ Kendini rezil edeceksin, otur oturduğun yerde. Cesaret etmek, yapabilme gücüne sahip olanların elinde ve sende o güç yok.” diyerek elinden cesaretini de çalar.
- Eğlence
Eğlenecek gibi olduğunda, hemen arkasından bir hile ararsın. Arkadan bir felaket gelecektir şüphesiz. İyi olan hiç bir şeyi haketmediğine inan düşük benlik saygınla eğlence sonra bedeli ödenecek bir şey gibi gelir ve bunun huzursuzluğu ile kendini eğlence bile bırakamazsın.
- İltifatlar
Tüm bu gerçek olmayan şeyleri bana neden söylüyor diye düşünebilirsin. “ Ya seninle alay ediyor, ya da bir şekilde faydalanma peşinde” diyen o ses, seni tetikte tutup, iltifatları hak ettiğine inanmana izin vermez.
- Arkadaşlık
Reddedilmek, terkedilmek ya da alay edilmektense hiç olmaması için sabote etmek ya da baştan bir şekilde kendini geri çekmek daha mantıklı. ”Gerçek bir arkadaşlık ilişkisini hakedecek biri değilsin ki burada kesin bir bit yeniği olmalı, olmasa bile yakında senin ne kadar değersiz olduğunu anlayıp seni bırakacak elbette, o bir şey anlamadan bir şekilde uzaklaşmak en doğrusu.”
- Gurur
Bunun sözlük anlamı dışında ve belkide olumsuz kullanımları dışında pek aşina olmadığın kesin.
- Doğru Anılar
Kendimize söylediğimiz kötü şeyleri özellikle beslemek için, çarpık, çatlak ve bulanık dikiz aynalarımızı kullanıyoruz. Benliğimize bakış açımızı derinden sarsan inançlarımızı destekleyecek anıları eğip bükerek önümüze getiriyor hafızamız. Kendince bizi güvenli alanda tutmaya çalışıyor. verimsiz, mutsuz, sahte ama kendince güvenli.
“ Şöyle yaptığında da böyle olmuştu zaten, şimdi farklı olması için bir sebep yok. sen zaten hiç bir zaman bunu haketmedin, kendini komik duruma düşürecek bir şey yapmadan önce dön bir bak ilk okul hocanda böyle demişti” diyen hırsız, senden doğru anılarını da çaldı.
- Kendiliğindenlik
Rezil olmamak, hata yapmamak, ve ne kadar berbat olduğumuzun anlaşılmaması için her şeyi; düşüncelelerimizi, sözcüklerimizi, eylemlerimizi, mikro düzeyde yönetmeye çalışırken, kendini spontenliğe bırakmak hiçte kolay değil.
- Dışa Yönelik Öfke
Tüm öfkelerimiz elbette içe dönük olacak. Kim zarar verdiyse, kızdırdıysa, mutlaka istemiş ve haketmişizdir. “ Hem sen kimsin ki başkalarına öfkelenesin”
- Tutkular
Arzular, arayışlar ve zevk bize utançtan başka bir şey getirmez gibi gelir. “ Yerini bil ve elindekini kaybetmemeye bak, ki kaybetsende hak ettiğin için olur kimseyi suçlama”
- Memnuniyet
Kendinden, bedeninden, yapabildiklerinden, sunduklarından memnun olunacak bir şey bulmak çok güçtür. Ya azdır ya fazla. “ Bu dünyada ki yerini haketmek için diğerlerini memnun etmeye çalışmalısın. Kendini değil!”
- Umut
“Daha iyisini beklemeye ne hakkın var” çoğu zaman umut etmek için kurulacak hayallerde düşük benlik saygısına sahip olanlar için zordur. Daha güzel bir geleceği hayal etmekten bile aciz bırakılmış bir benliğin hangi gelecek için umut duymasını bekleyebilirsin ki.
- Aşk
kendini acımasızca küçümserken gerçek bir aşkı elde edebilir, onu tanıyabilir ya da sahiplenebilir misin ki ? Bunu haketmediğine inanırken ona sahip olsan bile bir şekilde sabote etmenin yolunu bulursun.
- İnanç
“Benden utanacağı ya da beni sevmeyeceği kesin, ne diye benim gibi birinin yanında olsun ki”
- Eminlik
“Bu kadar kusurlu biriyken, nasıl birşeylerinn doğru olduğundan emin olabilirim ki?” diye soruyorsundur büyük ihtimalle. Yaptığın düşündüğün herşey vereceğin her karar, başkalarının onayına muhtaçtır. Kendi iç görüne asla güvenemezsin.
- Kendine şefkat
Yukarıda yazan tüm bu eksikliklere rağmen, ‘Kendine Şevkat’’in varlığından bahsetmek elbette olanaksız.
Astım hastası birinin boğulmayı hak ettiğini asla söyleyemeyeceğimiz gibi, düşük benlik saygısını da bir hastalık olarak görüp bunun semptomlarını ve bedellerinini de hak etmediğimizi de kendimize hatırlatmamız, bizden çalınanları geri almak için ‘Benlik Saygımızı’ onarmamız gerekir. Önce bu durumun farkına varmalı, kendimize söylediğimiz yalanları saptamalı ve yerine doğru inançları yerleştirmeliyiz.
Faydalı olacak yol ve yöntemleri paylaşmaya devam edeceğiz. Kendine dair daha derin bir farkındalığa ulaşmak için içerikler arasında dolaşmaya devam et.