Gerçek Benliği Saklamak
Kendimizi korumak için ya da gerçek benliğimizi ortaya koysak, kabul görmeyeceğimize olan inancımızla kendimize sahte benlik yada benlikler inşa ederiz. Gerçek otantik benliğini ortaya çıkaramayanlar, sahte benliklerinin farkında olmasalarda, kendilerini endişeli hissederler. Depresyon ve kendinden kopukluk hissi de peşlerini bırakmaz. Otantik yaşamak, dolaysız ve canlıdır, kendiliğinden doğal bir akış içindedir. Sahte benlikleri ile yaşamak zorunda olanlar ise, başkaları tarafından yargılandıklarını ve gerçek bir kabul görmediklerini düşünürler. İçten içe sahteliklerinin farkında olduklarından, karşılarındakilerin de bunu anlayacağı endişesini yaşarlar. Sahte benlikle yaşayanlar içlerinde derin bir boşluk hissi taşırlar, bu boşluk, kendi benliklerine duydukları özlemdir. Yalnız kalındığında ve sahte benliği güçlendirecek kimse olmadığında çatlakları beliren sahte benliğin huzursuzluğu ile dolarlar.
Sahte Benliğin Belirtileri Şunlar Olabilir:
- Duygusal Uyuşukluk
- Yetersizlik hissi, utanç, düşük özgüven
- Diğer insanlarla ilgili kaygı
- Kelimeleri düzenleme, fazla hesaplı konuşma
- Ayrışma- Kendini dışarıdan izleme
- Çoğunlukla boş, ölü, düz hissetmek
- Hayali üstünlük
- Duyguları düzenlemede sorun
- Başkalarıyla bağlantı kurmada sorun
- Yakınlık korkusu
- Sahtekarlık sendromu
- Depresyon, motivasyon eksikliği
Sahte benlik, gerçek benliğe karşı uyarlanabilir, öğrenilmiş bir savunma olarak oluşturulmuştur. Uyum sağlama stratejisi olarak oluşturulsa da zamanla, bedenimizle ve gerçeklikle uyumsuz hale gelmemize sebep olur. Sahte benliğin baskın hale gelmesi, gerçekte kim olduğumuzu görmemizi engeller. Ego sahte benliğin gerçekliğine inanmaya başlar ve onu savunmaya alır.. Bağımlılık, meşguliyet ve diğer insanlara odaklanmak, gerçek benlikten kaçınmanın yollarıdır. Bu kişiler endişeleri, sıkıntıları, çatışmaları biriktirir ve bunlara verilen tepkilerle hayatlarını doldurur.
Psikoterapist Stephen Cope sahte benlik hakkında: “ Sahte benlik, çevre asıl benliğimizi olduğu şekilde kabul etmediğinde doğar. Özellikle erken gelişme dönemlerinde, hayatı olduğu şekliyle yaşama yetkinliğimizden koparılırsak, huzur bulma ve kendimizi sakinleştirme becerilerimiz de ciddi ölçüde zarar görür. Sürekli ve doyumsuz bir biçimde dış dünyadan kabul görmeyi, başkaları tarafından onaylanmayı bekleriz.” der.
Çocuklukta Sahte Benlik
Erken çocukluk döneminde hatalı ebeveynlik nedeniyle doğal ve içgüdüsel benliğimizi ifade etmek yerine bakıcımıza uyum sağlamayı öğreniriz. Bu travma ve duygusal terk edilmeden kaynaklanan utanç duygularıyla birleşebilir. Mesela Narsist bir birincil bakım verenin ( bu genellikle anne olur) çocuğunun, öfkesini saklaması, ebeveynini üzmemek, öfkelendirmemek ya da ona yük olabilecek herhangi bir şeye ihtiyaç duymamak için ihtiyaçlarını ifade edememesi, gerçek benliğin ihtiyaçlarının reddedilmesine başlangıç oluşturur. Bu savunma manevrası çocuğu terkedilmekten, anneyi de çocuğun öfkesinden ve hayal kırıklığından korur. Çok küçük yaşta olan bazı çocuklar, sessizce oynamayı, ağlamamayı öğrenir ve yalnızca kendilerine güvenebilecekleri inancı geliştirirler.
Çocukluktaki pek çok ihmal ve istismar durumunda, farklı sahte benlikler hayatta kalma ve kendini koruma içgüdüsünün bir parçası olarak kendini inşa eder. Kendini son derece güçlü, bağımsız ve zarar görmez bir kılıfla ortaya koyan biri, içten içe kendini çocukluğundaki gibi çaresiz ve görmezden gelinmiş, güçsüz ve savunmasız hissediyor olabilir. Gerçek özerklik ve farklılaşmak, zamanında verilmemiş tepkilerin farkındalığıyla gerçekleşebilir.
Yetişkinlikte Sahte Benlik
“Yeterince uzun süre maske takarsan, onun altında kim olduğunu unutmaya başlarsın”
Anonim
Yaşamının ilerleyen dönemlerinde birçok kişi bağımlı, uyumlu bir sahte benlikle yaşar ve/ veya kendi kendine yeterli- aşırı bağımsız görünür. Kendi içsel, gerçek benliklerine yanıt vermek yerine, diğer insanların ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanırlar.
Bağımlılarla, istismarcılarla ya da kişilik bozukluğu olan kişilerle ilişkilerinde, partnerlerinin ihtiyaçlarını, kendi ihtiyaçlarının karşılanacağını umarak karşılarlar ama bu asla gerçekleşmez. Travmatik bağlanma nedeniyle uyum bir görev haline gelebilir.
Güvende kalmak için talimatları takip etmeyi öğrendiğimizde yaratıcılığımız ve bağımsızlığı boğulabilir çünkü işleri tek başımıza yapmaktan veya onaylanmayacak orjinal bir şey denemekten kaçınırız. Risk almaktan ve yeni sorumluluklardan korkarız.
Bizden beklenen sorumlulukları yerine getiremediğimizi hissedip ‘Sahtekarlık Sendromundan’ muzdarip olabiliriz. Sahtekarlık sendromu, gerçekte kim olduğumuzu göreceklerinden korktuğumuz yakın ilişkilerde de ortaya çıkabilir. Sahte benlik, gerçek yakınlığın canlılığını bloke eder ve kendini güvende hissetmek için duygusal ulaşılamazlığa yol açar. Aslında en başında duygusal olarak kendimize karşı müsait olmayız.
Gerçek Benliğini Sahiplenme Korkusu
Sahte benliğimizden vazgeçmek için çabalamaktan korkamıza sebep olan bazı inançlara sahip olabiliriz:
- Geçmişteki travmalarda, duygusal acılarda, ve olumsuz deneyimlerde kaybolmak
- Zor duygularla yüzleşmek zorunda kalmak
- Düşük benlik saygısı, düşük öz değer duygusuna sahip olmak
- Yaşamda yön bulma yeteneğinden yoksun olduğunu düşünmek
- Başkaları tarafından sevilip kabul edilmeyeceğinden endişelenmek
- İlişkileri sürdürememek
- Kariyeri sürdürememek
- İzole edilmiş, depresif ve utanmış kalmak
Bilinçli yada bilinçsiz bir şekilde sahte benlikle yaşamayı tercih etmenin pek çok sebebi olabilir. Ancak gerçek benliği özgürleştirmek pek çok ödül getirir.
Sahte Benlikten Vazgeçmek
Sahte bir benlikten vazgeçmek çoğu zaman kişinin kırılganlığıyla, bağımlılık korkusuyla ve kendi kendine yeterlilik yanılsamasının kaybıyla yüzleşmeyi içerir. Zor olan yüzleşmeleri yaşamak, sevgi alma ve ihtiyaçlarımızı karşılama fırsatı verir. Sahte bir kişiliğin arkasına saklanmaktan kurtulmak gerçek benliğini ifade etme fırsatı verir, böylece en başından beri orada olması gereken yeni bir canlılık duygusunu deneyimlemenize yardımcı olur.
Sahte benliklerden kurtulmak, gerçek benliğine ulaşmak için pek çok öneriden bahsedilebilir. En başta yapılması gereken ise, gerçek benliğin önünden çekilmektir. Sahteyi ortadan kaldırdığında, onun nasıl ve ne zaman ne şekilde ortaya çıktığını tam olarak bilmesen bile sana ait olmadığını kavrayıp terk ettiğinde, gerçek benliğine ulaşmaya daha da yaklaşırsın. kaybedilecek tek şey kaybedilmesi gerekenler. Özgün varlığınızı deneyimlemenin üzerindeki kabuğu atmak. Gerçek benliğe ulaşmak için atılan adımlarda, tanıdık olduğunuz sahte benliğe dönmek daha kolay gelir, aşılık olduğunuz bu aşinalığın sizi zehirlediğinin farkına varmalısınız. Yapılacak pratiklerden biri; dışarıda doğrulama aramayı bırakmaktır.
Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğü ve sizi nasıl gördükleri konusunda sürekli endişe ediyorsanız, hiçbir zaman gerçek benliğiniz olma cesaretine sahip olamazsınız. Başkalarını sahte benliğinizle etkilemek için daima maske takacaksınız. Ve çok geçmeden yarattığınız bu sahte kişilik sizi tüketecek. Bu nedenle, başkalarını memnun etmek yerine, içeriden onaylanmayı arayın ve özgün benliğinizi geliştirin. Bir diğeri ise, kendi sorumluluğunu üstlenmektir. Kendinizi zarifçe kabullenmeli ve yönetmelisiniz. Yaşamınızın ve onunla yaptıklarınızın sorumluluğunu alın. Kendinizi edilgen bir şekilde başınıza gelenler olarak değil yaptıklarınız olarak algılamaya çaba gösterin. Hata ve aksiliklerin sorumluluğunu alın.